Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Demokrasiler iktidarıyla muhalefeti ile yaşanan süreçler. Demokrasilerde farklılıklar ve eleştiriler olacak. Hiçbir hukuk devletinde meşru olanın dışında bir şeyler yapma hakkı yok. Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yok. Demokrasi ve hukuk devleti meşru zeminde gerçekleşir. Muhalefet yapıcı önerilerini meşru zeminde ifade edilir.
“MEŞRU ZEMİNLERDE HUKUK İÇİNDE DEMOKRATİK TÜM HAKLARIMIZI KULLANMALIYIZ”
Demokrasiyi korumak hepimizin görevi. Demokrasi, hukuk dışı eylemleri güzel kavramlarla örtmeye çalışmak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Halkımızın bunu tasvip etmediğine inanıyorum.
Meşru zeminlerde hukuk içinde demokratik tüm haklarımızı kullanmalıyız. Protestoyu hukuk düzeni içerisinde yapacak. Başkalarının yaşamına, ekonomik faaliyetine zarar verici bir şekilde hiç kimsenin yapmaya hakkı yok.
“İFADE HÜRRİYETİ HAKARET ETME HÜRRİYETİ DEĞİL”
Güzel bir takım kelimeler kullanıp sonra demokrasi dışı şiddet kullanmak hiçbirimize fayda sağlamaz. Son süreçlerde yüzbinlerce insan kendini ifade etti. Tutuklu kişilerin sayısı yüzlerle ifade ediliyor ve burada şiddet olayları var. Sizin yumruk sallama hürriyetiniz benim burnumun başladığı yerde biter. Özgürlükler ve sorumluluklar birlikte ele alınır. İfade hürriyeti hakaret etme hürriyeti değil.
“KARŞINIZDAKİ İNSANA ZARAR VERİYORSANIZ DEMOKRASİ SINIRLARINI AŞIYORSUNUZ DEMEK”
İfade hürriyeti en aykırı fikirleri bile demokratik standartlar içinde ortaya koyabilmek. Ama karşınızdaki insana zarar veriyorsanız demokrasi sınırlarını aşıyorsunuz demek. Ben Kırarım küfrederim deyip bunun bir karşılığı olmasın demek doğru değil.
Bir ülkenin kalkınması ve yenilik yapması için ifade hürriyeti olmazsa olmazdır. Ama ifade hürriyeti hukukun sınırlarını aşma hürriyeti değildir.”