ABD, hava kuvvetlerinde yeni nesil hava gücü hamlesine imza attı. Mart 2025’te Boeing, ABD Hava Kuvvetleri’nin “Altıncı Nesil Savaş Uçağı” ihalesini kazanarak F-47 kod adlı yeni nesil savaş jetini geliştirmek üzere resmen görevlendirildi. Bu gelişme, Washington’un uzun yıllardır hava hakimiyetinde öncü olan Lockheed Martin’e değil, bu kez rakibi Boeing’e yönelmesiyle dikkat çekti.
YILLAR SONRA SIFIRDAN İLK TASARIM
Boeing’in F-47 projesi, firmanın ilk “clean-sheet” yani sıfırdan tasarlanmış savaş uçağı olacak. F-15EX gibi mevcut platformların yükseltilmiş versiyonlarının aksine, F-47 tamamen yeni bir teknoloji altyapısı üzerine inşa edilecek. Tasarımda, X-32 prototipi, MQ-28 Ghost Bat insansız hava aracı ve B-21 Raider bombardıman uçağındaki görünmezlik sistemlerinden esinlenildiği belirtiliyor.
YAPAY ZEKA DESTEKLİ GÖRÜNTÜLER HAZIRLANDI
Henüz resmi görüntüler gizli tutulsa da sızan bilgiler, uçağın kuyruğu olmayan, kanatla gövdesi bütünleşmiş, kızılötesi izi düşük, motorları gizlenmiş ve ultra düşük radar izine sahip bir yapıda olacağını gösteriyor. Bundan yola çıkılarak yapay zeka destekli bazı görüntüler hazırlandı.
SESİN İKİ KATI HIZA SAHİP MOTORLAR
F-47’nin Mach 2 hızını aşması ve 1.000 deniz milinden (yaklaşık 1.850 km) fazla menzile sahip olması bekleniyor. Pratt & Whitney ile GE’nin geliştirdiği adaptif döngü motorlar sayesinde uçak, yakıt tasarruflu seyir ve yüksek itiş gücüne dayalı manevra modları arasında geçiş yapabilecek. Bu da uçağa hem uzun mesafe uçuş hem de yüksek tempolu çatışmalarda esneklik sağlayacak.
OTONOM SİSTEME SAHİP
F-47, sadece bir savaş jeti değil; aynı zamanda otonom sistemlerle entegre çalışan bir komuta merkezine dönüşüyor. Jet, “Loyal Wingman” gibi insansız hava araçlarıyla koordineli hareket ederek elektronik harp, istihbarat toplama ve hatta hedef imhası görevlerini yürütecek.
Uçakta yer alacak yapay zeka sistemleri, pilotlara hedef tanıma, tehdit analizi ve elektronik karıştırma gibi konularda anlık destek sağlayacak. Bu sistem, ABD ordusunun gelecekteki “savaş bulutu” altyapısıyla tam uyumlu olacak şekilde geliştiriliyor. F-47, hem düşman unsurlarıyla çatışacak hem de diğer hava, kara ve deniz unsurlarıyla sürekli veri paylaşımı yapabilecek.
ENTEGRE SİSTEMLİ MODÜLER YAPI
Uçağın mühimmat bölmesinde hipersonik füzeler, uzun menzilli hava-hava silahları ve ileride entegre edilecek lazer savunma sistemleri için modüler yapı tercih edildi. Üreticiler yaptıkları açıklamada bu kararla, F-47’yi sadece bugünün değil, geleceğin silah sistemlerine de hazır hale getirdiklerini öne sürüyor.
LOCKHEED YERİNİ NEDEN KAYBETTİ?
ABD’nin uzun süredir F-22 ve F-35 gibi projelerde tercih ettiği Lockheed Martin’in bu kez ikinci planda kalmasında birkaç önemli etken var. Bunlar arasında Boeing’in agresif dijital mühendislik kabiliyeti, hızlı prototipleme kapasitesi ve otonom sistemlerle olan entegrasyondaki başarısı öne çıkıyor. Ayrıca Pentagon’un hava üstünlüğü projelerinde tek bir tedarikçiye bağımlı kalmamak adına stratejik bir tercih yaptığı da konuşuluyor.
‘KRİTİK ROL ÜSTLENEBİLİR’
Özellikle Çin ve İran ülkelerle son dönemde artan gerilim göz önünde bulundurulduğunda, savaş uzmanları F-47’nin gelecekteki hava operasyonlarında kritik bir rol üstlenmesini bekliyor. Sessiz ve uzun menzilli yapısıyla bu uçak, derin bölgelere sızma ve ilk vuruş görevlerinde kullanılabilecek.
2030’A KADAR İLK TESLİMAT
F-47’nin gizli uçuş testlerinin 2020’li yılların başında başladığı iddia ediliyor. Şu anda mühendislik ve üretim geliştirme (EMD) aşamasında olan Boeing, ilk teslimatların 2030’a kadar gerçekleşmesini hedefliyor. Jetin, F-22’lerin yerini alması, hatta ABD Donanması’nın F/A-XX projesine yön vermesi bekleniyor.
Henüz resmi bir görüntüsü bile paylaşılmayan F-47, dünya kamuoyunun dikkatle takip ettiği bir “hayalet” olma özelliği taşıyor. Ancak bu yeni nesil savaş uçağının, yalnızca teknolojik yönüyle değil, küresel askeri dengeler üzerindeki etkisiyle de uzun süre tartışma yaratması bekleniyor.
