Dünya yeni bir küresel savaşın eşiğinde olabilir mi? NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı tarihi uyarı, Batı başkentlerinde alarm zillerini çaldırdı. Rutte’ye göre, Rusya ve Çin’in eş zamanlı bir saldırı başlatması, küresel çapta yıkıcı bir savaşa yol açabilir.
‘EŞ ZAMANLI SALDIRILAR OLABİLİR’
İngiliz The Standard gazetesine göre, Rutte, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Tayvan’ı işgal girişiminde bulunabileceğini, aynı anda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in NATO topraklarına saldırı düzenleyerek ittifakı sınayabileceğini belirtti. Bu senaryo, açık bir şekilde Üçüncü Dünya Savaşı ihtimalini gündeme taşıyor.
TAYVAN TATBİKATTA, ÇİN BASKISINI SİMULE EDİYOR
Tüm bu tehditlerin ortasında Tayvan, Çin’e gözdağı veren bir tatbikata başladı. İki gün önce, 22 bin askerin katılımıyla başlayan yaklaşık 10 gün sürecek dev tatbikat, Çin’in olası saldırı senaryolarına karşı bir hazırlık niteliği taşıyor. Tayvan yönetimi, bu manevrayla hem karada hem denizde Çin tehdidine karşı tüm savunma protokollerini test ediyor.
Pekin yönetimi ise Tayvan’ı kendi toprağı olarak görmeye devam ederken, son yıllarda adaya yönelik agresif tutumunu artırdı. Çin ordusu, 2024 boyunca Tayvan Boğazı’nda gerçek mühimmatla yapılan tatbikatlar, çıkarma gemileriyle yapılan amfibi saldırı simülasyonları ve internet altyapısını hedef alan kablo kesme teknolojileriyle açık bir mesaj veriyor: “Hazırız.”
PUTIN, BALTIKLAR’A MI YÖNELİYOR?
NATO’nun endişesi yalnızca Çin değil. Uzmanlar, Kremlin’in, Ukrayna’daki başarısızlıklarının ardından dikkatleri başka cephelere kaydırmaya hazırlandığını düşünüyor. Özellikle Estonya, Letonya ve Litvanya gibi eski Sovyet cumhuriyetleri risk altında. Bu üç Baltık ülkesiyle birlikte Polonya ve Finlandiya, Rusya’ya karşı sınır savunmalarını güçlendirmek adına mayın anlaşmasından çekildi.
The Economic Times’a göre, Rusya’nın geliştirdiği yeni hipersonik füzeler 5 bin 500 kilometre menzile sahip. Bu da Moskova’dan fırlatılan bir füzenin hem Avrupa’nın tamamına hem de ABD’nin batı kıyılarına ulaşabileceği anlamına geliyor. NATO’ya yönelik olası bir saldırı ise zincirleme bir savaşı tetikleyebilir.
ORTA DOĞU’DA SULAR DURULMUYOR
Sadece Asya ve Avrupa değil, Ortadoğu da bir başka patlama noktasında. Geçtiğimiz ay İsrail, İran’a yoğun saldırılar düzenledi. Bununla birlikte ABD’nin Tahran’ın nükleer tesislere düzenlediği hava saldırısı sonrası İran, Katar’daki Amerikan üssünü hedef aldı. Ardından, ABD Başkanı Donald Trump’ın araya girmesiyle geçici bir ateşkes sağlandı. Ancak bölgedeki tansiyon hala yüksek.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Washington ziyareti sırasında Trump’a, çatışmaları sonlandırma çabaları nedeniyle Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesini önerdiği bildirildi. CNN’e göre, bu ödül Trump’ın küresel diplomasiye dair “en büyük tutkularından biri” haline gelmiş durumda.
Ancak bölgede kalıcı bir barış sağlanıp sağlanamayacağı hala belirsiz. Hamas ile İsrail arasında süren 21 aylık savaşta tam kapsamlı bir ateşkese ulaşılamamış olması, çözüm umutlarını zayıflatıyor. Trump tarafları masaya çekmeye çalışsa da, özellikle İsrail hükümetinin bu konuda hala net bir tavır sergilemediği belirtiliyor.
KUZEY KORE SESSİZLİĞİNİ BOZUYOR
Kuzey Kore, 2025’e yeni bir savaş gemisiyle girdi. “Choe Hyon sınıfı” 5 bin tonluk destroyer, nükleer başlıklı balistik füzeler taşıma kapasitesiyle dikkat çekiyor. Kim Jong-Un yönetimi, Güney Kore ile 2018 tarihli saldırmazlık anlaşmasını feshetti. Nisan ayında, Güney Koreli askerlerin sınır çizgisini geçen Kuzey Koreli askerlere ateş açtığı bildirildi.
Uzmanlara göre Çin’in Kuzey Kore’yi Güney’e saldırmaya ikna etmesi, ABD’yi Kore Yarımadası’na hapsetmek ve Tayvan işgaline zemin hazırlamak için stratejik bir hamle olabilir.
Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore’nin birbirine yakın adımları, dünyanın dört bir yanında eş zamanlı çatışmaların patlak verme riskini artırıyor. NATO’nun uyarıları, Tayvan’daki tatbikatlar, Orta Doğu’daki gerilim ve hipersonik füzelerin gölgesinde dünya yeni bir savaşın eşiğinde olabilir.